İnsanı Postundan Korkutan İş Fanatikleri

Bir adam bir caddeye olanca gücüyle koşuyordu.Biri sordu:

“Niye böyle kaçıyorsun? Neden benzin uçuk? Bir şey mi var?”

Adam:

“Duymadın mı? Şehrin sultanını eğlendirmek için, çarşıda pazarda ne kadar eşek varsa topluyorlar.Sonra da kesip postuna saman dolduruyorlar.”

“İyi ama sana ne? Sen eşek değilsin ki!”

Evet eşek değilim, bunu ben de biliyorum. Biliyorum ama sultanın

adamları bu işe öyle girişmişler, kendilerini bu işe öyle vermişler ki, ben onlara eşek olmadığımı anlatıncaya kadar, post elden gider.”

Bu Mesnevi hikayesini ben çok sevdim. Bu yüzden sizinle özet yorumlarımla paylaşmak istedim. Bu kendini eşek sanmalarından korkan adamdan hayatın her alanına dair çıkarılacak önemli bir ders var. Bilhassa hikayede olduğu gibi “iş hayatına” dair. İlgi alanım olması dolayısıyla kurulan internet şirketleri, bunların hikayeleri, genç yaşta iş kuranlar ya da kurumsalda yükselenler olmak üzere geniş yelpazede iş hayatının aktörlerini özellikle “Twitter” aracılığıyla gözlemlemekteyim. Bu gözlemlerime dayanarak söylüyorum; bence çağımızın en büyük meslek hastalıklarından birini bu hikayede çağlar öncesinden anlatmış Mevlana.

İnsanlar kendi doğrularına öyle iman ediyor, emeğiyle bir yerlere getirdikleri işlerini, kariyerlerini öyle bir hayal dünyasında yaşıyor ki gerçekçi yaklaşımınlarını tamamen kaybediyor.Rakamlara, ölçümlere dayanmayan çala kalem büyütülmeye çalışılan işler, tanışılan birkaç önemli iş dünyası insanıyla kendini iş bağlantılarının imparatoru sananlar, çıkılıp konuşulan seminerlerle yaşadıkları hayal dünyasına biraz daha hava pompalamalar, en önemlisi kendini işinin fanatiği haline getiren insanlar. Hepimiz farkındayız; hikayede amacı sultanı eğlendirmek olan mantığını kaybetmiş insanlar, başka amaçlarla belki ama aramızdalar!

Bu gidişat başta kişilerin kendisine zarar veriyor. Sonra etrafındakilere, ona inananlara.Tükenen enerji, zaman, para vb. birçok önemli ve sınırlı kaynak. Bu yüzden, iş kurup büyütürken ya da bir yerlere gelmeye çalışırken tüm etiketlerden arı, hayallerimizden vazgeçmez ; ama verilere dayanır, kendi doğrularımıza ufak da olsa bir eleştiri payı bırakırsak, insanları eşek sanıp postlarını yüzecek kıvama gelmeyiz.

Şöyle de bir gerçek var. Biz uslansak birileri usanmayacak. O yüzden uslananlara tavsiyem, yukarıda saydığım alametlerin bir tanesini gözlemlediğiniz insanların yanından hikayedeki adam gibi kaçınız.