Bir önceki yazımda içerik pazarlaması ve hukuk kapsamında internette paylaştığımız içeriklerde marka kullanımını, film ve dizilerden kesit kullanımını,film ve adının afişinin kullanımını ve televizyon için çekilen program ve reklamların kullanımını hukuki açıdan değerlendirdim. Bu yazımda da içerik pazarlaması ve hukuk kapsamında değerlendirmelerime devam ediyor olacağım.
- İçerikte Video Oyunlarının Kullanılması
Bilgisayar (video) oyunu tutkunları çok iyi bilirler, günümüzde video oyunları senaryoları ve bezendiği inceliklerle birlikte büyük maceralar sunmaktadır. Bilgisayar oyunu oynayan kişilerin ve bilgisayar oyunlarına dair inceleme ve değerlendirme ile dolu içeriklerin çokluğu gözetildiğinde bu içeriklerin hukuka uygunluğunun tartışılması önemli hale gelmiştir. Bilgisayar programları FSEK’te başlı başına eser olarak koruma altına alınmış ve bu bilgisayar programlarını yazan kişilere eser sahibi olarak mali ve manevi haklar tanınmıştır. Video oyunlarının açıkça beyan edildiği bir düzenleme ise bulunmamaktadır. Bu durumda FSEK’in hükümleri kapsamında bir eser nitelikleri olup olmadığını değerlendirme gereği doğmuştur. Video oyunlarında bugün gelinen noktada video oyunlarını sadece bilgisayar programı olarak değerlendirmek kanaatimce doğru olmayabilir. Her video oyununa özel değerlendirmek elbette en doğru yöntem olacaktır; ancak özellikle gerek yaratılan karakterler ve olaylar ve bu kapsamda oluşturulan senaryo gereği sahibinin hususiyetini taşıması açısından özgünlük taşımaları sebebiyle görüntüler dizisi olan oyunlar sinema eseri olarak da değerlendirilebilir.[1]
Bilgisayar programı ya da sinema eseri olarak değerlendirilecekse de bu açıklamalardan video oyunlarının FSEK kapsamında eser olduğu ve eser sahibinin izni olmaksızın yeni bir içerik yaratımında kullanımının eser sahibinin mali ve manevi haklarını ihlal edebileceği kanaatindeyim.
Video oyunlarında kimi zaman musiki eserleri de yer almaktadır. Bu durumda video oyunlarından kesitlerin kullanıldığı diğer içeriklerde, bu musiki eseri sahiplerinin de eser sahipliğinden doğan hakları ihlal edilme hususu gündeme gelebilmektedir. Bu noktada Youtube’un bu tür durumlarda video oyununun kullanıldığı video içeriğini video oyunu kullandığı gerekçesi ile değilse de eser sahibinin izni olmaksızın musiki eseri kullandığı için kaldırabilmekte ve video kanalı sahiplerine çeşitli yaptırabilmektedir.[2]
Sonuç olarak; her video oyunu özel olarak değerlendirilmek şartıyla, üçüncü kişiler tarafından üretilen içeriklerde bu video oyunlarından görüntülere ve görsellere eser sahibinin izni olmadan yer verilmesi durumunda eser sahibinin telif haklarına tecavüz gündeme gelebilir. Bu durumda eser sahibi, FSEK’ten doğan eser sahipliği haklarını kullanarak izinsiz eserini kullanan kişilere karşı tecavüzün men’i, maddi ve manevi zararlarının tazmin talebinde bulunabilir ve FSEK’in 71, 72 ve 73. maddeleri kapsamında suç duyurusunda bulunabilir.
- İçerikte Spor Müsabakalarına Dair Görüntülerin Kullanılması
Üretilen içeriklerde kimi zaman spor müsabakalarından alıntılara da yer verilmektedir. Örneğin bir futbol maçından 5 dakikalık bir kesiti bir video içeriğinde görebilmekteyiz.
Spor müsabakalarının -örneğin bir futbol ya da basketbol maçının- görüntülerinin kaydedilmiş halinin içerikte özgürce kullanımını değerlendirirken yine bu görüntülerin eser niteliğinde olup olmadığını tespit etmek gerekir. Daha önce de belirttiğimiz gibi bir görüntü dizisinin eser niteliği taşıması için sahibinin hususiyetini taşıması gerekir. Bir spor müsabakası özel bir içerikle ve benzersiz bir senaryo geliştirilerek özel çekim tekniklerini kullanarak görüntülenip diğerlerinden çok farklı ve özgün bir duruma getirilebilir ve hususiyet içerebilir elbette; fakat genel olarak değerlendirdiğimizde spor müsabakası görüntüleri standart bir çekim tarzına sahip olmakta ve hususiyet özelliği taşımamaktadır. Bu açıdan çoğunlukla bu tür görüntüleri eser olarak değerlendirmek mümkün olmamaktadır.
Bu durumda da bu görüntülere dair haklar bağlantılı haklar kapsamında değerlendirilip “yayın” olarak kabul edilebilir ve bu spor müsabakası görüntülerini meydana getiren kişiler tecavüzün men’i ve maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunabilir. Aynı şekilde izinsiz kullanan kişilere karşı şartları oluşmuşsa Türk Ticaret Kanunu’ndaki genel hükümler gereği (haksız rekabet gibi) yasal yollara başvurabilecektir.
- İçerikte Karikatür Kullanılması
Karikatürler de eser sahibinin hususiyetini taşıyan güzel sanat eseri olma vasfıyla FSEK gereği “eser” olarak değerlendirilir. Dolayısıyla karikatürün tamamını, karikatürde yaratılan karakterleri gibi bir parçasını eser sahibinin izni olmaksızın kullanmak, yaymak, çoğaltmak ve benzeri fiiller eser sahibinin hakkına tecavüz sayılmaktadır. Bu durumda eser sahibinin tecavüzün men’ini, maddi ve manevi zararlarının tazminini talep etmesi ve FSEK’in 71, 72 ve 73. Maddeleri kapsamında suç duyurusunda bulunması mümkündür.
- İçerikte İlim ve Edebiyat Eserinden Kesitlerin Kullanılması
İnternette rastladığımız birçok içerikte, romanlardan etkileyici sözler, şiirlerden alıntılar ve bazen şiirlerin tamamı ve benzeri edebiyat eserlerinin kullanıldığını görmekteyiz.
FSEK kapsamında ilim ve edebiyat eserleri de eser olarak nitelendirilmiş ve bu eserleri meydana getiren eser sahiplerinin mali ve manevi hakları korunmuştur.
Bir önceki yazımızda sinema eserlerini incelerken belli koşullar halinde eserlerden alıntı yapılabileceğinden bahsetmiştik. İlim ve edebiyat eserlerinden alıntı yapabilmek için sahibinin hususiyetini taşıyan bir ilim ve edebiyat eserinde bu alıntıya yer verilmesi gerekir. Örneğin Türk Edebiyatının en iyi şairlerinden Cemal Süreya’nın en sevilen şiirlerini bir araya getiren bir liste içeriğinin, kendi içerisinde müstakil bir edebiyat eseri niteliği taşıdığı eseri oluşturan kişinin hiçbir hususiyeti olmaması sebebiyle söylenemeyecektir. Bu sebeple şiirlerden yapılan alıntı şairin ölümünden itibaren 70 yıllık süre içinde hukuka aykırı olmaya devam edecektir. Bu durumda da miras yoluyla eser sahipliği haklarını devralan kişiler ya da benzeri durumlarda sağ olan eser sahipleri alıntı yapan kişilere karşı, eser sahibinin tecavüzün men’ini, maddi ve manevi zararlarının tazminini talep etmesi ve FSEK’in 71, 72 ve 73. Maddeleri kapsamında suç duyurusunda bulunması mümkündür.
- İçerikte Bir Kişinin Resminin Kullanılması
Bir kimsenin adı soyadı, görüntüsü, sesi ve benzeri unsurlar o kişinin kişiliği ile bütünleşik kişisel değerlerdir ve kişilik hakları kapsamındaki unsurlardır.
Yargıtay içtihatlarında kişinin resminin her ne şekilde olursa olsun izni olmadan yayınlanması, hukuka uygunluk sebebi bulunmadıkça hukuka aykırılık teşkil etmektedir. FSEK’in 86. Maddesi gereği de kişinin resmi eser mahiyetinde olmasa bile, kişinin muvafakati olmadan teşhir veya diğer suretlerle umuma arz edilemez.
Bir kişinin resminin izni olmadan teşhir ve umuma arzı üç halde mümkündür. Kişinin memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol oynaması halinde, ifşa edilen resmin iştirak ettiği geçit resmi veya resmi tören yahut genel toplantıları gösteren resimlerden olması halinde ya da günlük hadiselere dair resimlerle radyo ve filim haberlerinde yer alması durumunda kişinin rızasına ihtiyaç yoktur.
Kişinin görüntüsünün fotoğrafta sadece bir detay olarak bulunması, bu detayın rızasını almayı gerektirmeyecek ölçüde önemsiz ya da o detay nedeniyle kişinin bu noktada korumaya değer bir çıkarının olmaması durumu da söz konusu olabilir. Bu durumda kişinin rızasının aranmamasının mümkün olabileceği kanaatindeyim; ancak özellikle içerik pazarlaması faaliyetleri kapsamında ticari olarak hareket eden şirketlerin bu resmi paylaşması ticari olarak değerlendirileceğinden, resmin kullanılması kişinin kişilik haklarına hukuka aykırı bir saldırı olarak değerlendirilebilecektir. Bu sebeple özellikle bu türde faaliyetleri olan tüzel kişilerin titiz davranması gerekmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında; sayılı hukuka uygunluk sebepleri dışında bir kişinin resminin rızası olmaksızın ifşa edilmesi ve umuma arz edilmesi durumunda, kişilik hakları saldırıya uğrayan kişi; saldırının önlenmesini, sürmekte ise saldırıya son verilmesini, sona ermiş saldırının etkisi devam ediyorsa saldırının hukuk aykırılığının tespitini talep edebilecek ve maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilecektir.
Sonuç
Bu çalışmada ve bir önceki yazımda internette kullanılan içeriklerde en çok kullanılan alıntılara yer vermeye çalıştım. Konuyu hukuki açıdan değerlendirdiğim için eminim birçok kişi yorumları oldukça muhafazakâr bulacaktır. Bu yazıdaki gibi içerik kullanımına internette sayısız şekilde rastlamaktayız ve birçok hukuka aykırı kullanımın hak sahipleri tarafından yasal takibi yapılmamaktadır. Bu kimi zaman hak sahibinin de menfaatlerini olumlu yönde etkilemesi kimi zaman da hukuki süreçlere girme konusundaki maddi ve psikolojik sebeplerden kaynaklanmaktadır. Hal böyle iken yine de bilinmesi gerekir ki; internetin ruhu her ne kadar zorlasa da güncel mevzuat birçok noktada kısıtlamaları belirlemiş ve etrafını çitlerle örmüştür. Bu anlamda sizin görüşlerinizi de merak etmekteyim. Çitleri aşıp mayınlara basmamaya çalışarak yürümeye devam etmek ne kadar sağlıklı? Ben temkinli davranmaktan yanayım ve bu sebeple dillere pelesenk olmuş “içerik kraldır” cümlesini “hukuka uygun içerik kraldır” diye değiştirmekte hiçbir sakınca görmüyorum.
[1] Ünal Tekinalp, a.g.e. , s. 104
[2] https://teknoseyir.com/youtubeta-telif-haklarini-ihlal-etmeden-nasil-yayin-yapilir, Çevrimiçi, 24 Mayıs, 2016