Sosyal Ağların İş Sözleşmelerine Etkisi

Sosyal ağlar hayatımıza girdiği günden bu yana firmalara büyük faydalar sağladı. Daha çok kişiye, daha az maliyetle, daha interaktif şekilde ulaştılar. Bilinirliğini arttırdılar. Yeni satış kanallarına ulaştılar. Müşterileriyle konuşup sempati kazandılar.

İşçiler de bu gelişimden faydalandı. İK direktörleri önce işçinin Facebook, Twitter, LinkedIn, blog hesaplarını inceledi. İşçi yaratıcı CV’ler hazırlayıp Youtube’ta paylaştı, cv’sini infografik haline getirdi ve bürokrasiyi aşıp iş yerlerinin karar mercilerine kadar ulaştı.

Yukarıda bahsettiğim süreçler elbette tehditleri de beraberinde getirdi. İşçi Facebook, Twitter ve özellikle LinkedIn’de çalıştığı firmayı kamuoyuna açıyor ve bu ağlarda sayfalara abone oluyor, forumlara üye oluyor, yorumlar yapıyor, twitler atıyor. İşverenin artık işçi sözleşmesinde sosyal ağlarda da işçinin sır saklama yükümlülüğü, firmanın itibarını koruması, sadakat yükümlülüğü vb. konulara hassasiyetle ve detaylı şekilde yer vermesi gerekiyor. Bu noktada işçinin sosyal ağlardaki fiilleriyle itibarı zedelenebilecek, maddi ve manevi zararlarla karşılaşabilecek işverenler iş sözleşmelerinde aşağıdaki hususlara önemle yer vermelerini tavsiye ediyorum:
1. İşçinin çalışma saatlerinde sosyal ağları kullanma sınırlarını belirlenmelidir.

2. İşçinin iş saatleri dışında da firmaya zarar verici, aşağılayıcı gönderilerde bulunması ihtimali üzerine disiplin cezaları belirlenmelidir.

3. İşçinizin sosyal ağlarda iş yeri sırlarını açıklaması durumunda karşılaşacağı disiplin cezaları belirlenmelidir.

4. İşçinin iş ile ilgili diğer işçilere karşı sosyal ağlarda aşağılayıcı, rahatsız edici ve dışlayıcı tavırlarıyla ilgili gönderilerde bulunması durumunda karşılaşacağı disiplin cezaları belirlenmelidir.